İnanılmaz bir finale sahne olan 2021/22 sezonunun ikinci yarısını nasıl özetlersiniz? Bu sezonun ilk yarısıyla geçen sezonun son dönemi arasında gözle görülen bir fark var mı?<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Geçen sezonun ikinci yarısı ile bu sezonun ilk yarısında gözüken temel fark Liverpool. Ancak şöyle de bir gerçek var ki geçen sezonun ilk yarısında çok iyi bir performans sergileyememelerine rağmen Ocak 2023’ten itibaren ligde 19 maçtan 16 galibiyet 3 beraberlik almışlardı. Yani inanılmaz bir ikinci yarı formu vardı Liverpool’un. Bu sezonki düşüş Arsenal’in beklenmedik performansıyla birleşince Jürgen Klopp’un takımı bir anda kendini yarışın da çok gerisinde buldu.</li></ul>2022 içerisinde sizin beklentilerinizin üzerine çıkmayı başaran takımlar hangileriydi?<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Takvim yılı olunca istikrarlı bir performans gerekiyor. Manchester City’den beklenti zaten bu olduğu için onları değerlendirme harici bırakıyorum. Bu soruya ilk sıradaki cevabım tabii ki Newcastle United. Yeni sahipler ve Eddie Howe ile küllerinden doğan, çok büyük yıldız transferi olmamasına rağmen inanılmaz bir futbol oynayan siyah beyazlılar, kesinlikle 2022’nin en büyük sürprizi. Arsenal’i ise 2022’nin başına yükselen, ikinci yarısında da mükemmel performansıyla buraya yazabiliriz. Sanırım kulüp yönetimi, Arteta ve Edu dışında hiç kimse bu kadar büyük bir başarıyı beklemiyordu.</li></ul>2022 yılında Marcelo Bielsa, Thomas Tuchel, Ralph Hasenhüttl, Bruno Lage ve Steven Gerrard gibi tanıdık yüzler lige veda etti. Sizin için en büyük hayal kırıklığı hangisi olmuştu? Veya en şaşırdığınız ayrılık hangisiydi?<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Saydığınız isimlerin her biri aslında inişli çıkışlı grafikler sergiledi. Kısa dönemlerde hepsi için çok iyi şeyler söyleyebiliriz, bambaşka dönemleri değerlendirmeye aldığımızda çok başarısız gözükebilirler. Yine de Steven Gerrard’ı ayırayım, Aston Villa’yı bir şekilde toparlamasını beklerdim. Çünkü kendi kariyerinde de düştüğü yerden kalkmasını bilen bir adamdır ve hiçbir şekilde takımın dümenini doğru yola çevirememiş olması bir hayal kırıklığı yarattı. En şaşırdığım ayrılık ise kesinlikle Bielsa. Leeds gibi bir takımı alıp, tekrar Premier Lig’e çıkarıp, üstüne de hatırı sayılır güç yapmış teknik adam ile yolların biraz kolay ayrıldığını düşünüyorum. Jesse Marsch ile ligde kalmayı son anda başardıkları için bir kısım insan veya Leeds taraftarı bu kararı doğru bulabilir ancak ben hala katılmıyorum.</li></ul>2022 yılının Mikel Arteta &amp; Arsenal birlikteliği için çok iyi geçtiğini istatistikler bize söylüyor. Peki Arsenal’ın yükselişini neye bağlıyorsunuz?<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">2022’yi de ilk ve ikinci yarı olarak ayırıyorum. Evet, ilk yarıyı da iyi geçirdiler ancak çok rekabetçi olmayan bir yapıda böyle başarıları zaten vardı Arteta’nın. O yüzden ikinci yarıda yaptıkları çok daha önemli. İlk olarak şunu unutmamak gerekir: Arsenal çok genç bir takım. Oyuncular büyüdükçe oyun da otomatik olarak gelişecektir. İkincisi, Arteta da gelişiyor. Doğrusuyla yanlışıyla kariyerini Arsenal’de yapıyor İspanyol menajer. Ayrıca bence artık doğruları, yanlışlarından çok daha fazla. Ve tabii ki kulüp olarak da birkaç çok önemli dokunuş oldu. Adım adım doğru transfer hamleleri, Zinchenko ve Jesus’un Manchester Ctiy’den alınarak “yapboz”un son parçalarının tamamlanması önemli. Kulübün Arteta’ya kayıtsız şartsız teslim oluşu, genç teknik adamın da bunu boşa çıkarmaması yükselişin en büyük nedeni. Çünkü bu süreçte de birkaç kez gönderilmenin eşiğine gelmişti. Yönetim böyle düşünmüyor olsa da taraftarlar böyle düşünmeye başlamıştı. Müthiş bir geri dönüş gösterdi.</li></ul>2022 baharında Liverpool yarıştığı tüm kulvarlarda finale ulaşmış bir konumdaydı ve geçtiğimiz sezonu iki kupa ile kapattı. Jürgen Klopp’un kariyerinde 2021/22 sezonunu nerede değerlendirirsiniz?<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Futbolun belki de en zor yanı ve hatta cilvesi de bu dersek yanlış olmaz. &nbsp;Dünya Kupası finalinde 120. dakikada Kolo Muani o golü atsa Messi kötü bir turnuva mı geçirmiş olacaktı? Kesinlikle hayır. Messi, Dünya Kupası’nı alamasaydı tarihin en iyi futbolcusu olduğu gerçeği değişecek miydi? Yine hayır. Ama hayat böyle. İkinciler nadiren hatırlanır. Liverpool, 2021-2022 sezonunda oynayabileceği tüm maçları oynadı ve bu gerçekten inanılması çok güç bir başarı. Tabii ki en önemsiz iki kupa ile sezon bittiği için bir hayal kırıklığı olacaktır, mutlak bir başarıdan da bahsetmek çok güç ancak günün sonunda nüansların Liverpool’un sezon başarısını belirlediği gerçek. Efsane kaptanları Steven Gerrard’ın Aston Villa’sı son hafta maçında öne geçmişken biraz daha dayansa veya finalde Real Madrid karşısında Courtois o topların birini çıkaramasa tarihin en muazzam sezonuydu Liverpool için. Elbette &nbsp;“-se, -sa” lar ile yaşanmaz ancak farkın bu kadar küçük olması büyük şanssızlık.</li></ul>Chelsea’yi sene başında satın alan Todd Boehly şu ana kadar sizde nasıl bir izlenim bıraktı? Onu en çok ne ile hatırlıyorsunuz?<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Kulüp sahiplerinin vizyonları, seçtikleri teknik adamlar ve transferlerle ilk değerlendirme olarak yorumlanabilir. Newcastle örneğinde de bunu görebiliriz. Devasa bütçeye sahip bir takımın, proje menajer Eddie Howe gibi genç ve vizyoner menajer seçmesi gibi. Howe’un en önemli yanı da Championship’ten Premier Lig’e takım yükseltme becerisinin yanı sıra, dünyanın bir numaralı liginde izlettiği keyifli ve cesur oyundu. Chelsea’de de yeni sahipler, Ostersund’da 8 sezonluk görevinde kendini gösteren, ardından Swansea deneyimi ve Premier Lig’de Brighton ile istikrarlı bir başarı karnesiyle 5 yıllık sözleşme ile Graham Potter’ı takımın başına getirdiler. Neredeyse 5 sezon boyunca kadrosunda en az oynama olan bir kadroya sahipti Martılar. Takım oyununu en iyi sergileyen, yıldızı olmayan bir vasat takımı bir şekilde Premier Lig’de üst üste tutabilmek meziyet Potter adına. Kadrosundan kaç oyuncuyu üst düzey takıma alırsınız sorusuna cevap olarak sadece Bissouma verilen bir takım düşünün. Chelsea’nin yeni yönetimi de Premier Lig’de böyle istikrarlı bir kadro ve başarı yaratan teknik direktöre şans verdi. Dünya Kupası arası öncesinde işler iyi gitmedi, 5 maçlık kazanamama serisi ile kötü bitirdiler. Eski takımına 4-1’lik yenilgiyle başladı kötü dönem. Savunmada 3’lü ve 4’lü denediği maçlar oldu. Son 3 mağlubiyetten Newcastle maçında Ileri üçlüsünde Mount-Broja-Gallagher olan bir Chelsea sanırım düşünülemez. Sterling, Aubameyang gibi yıldızlara sahip bir takım. Biraz süre gerekiyor. Arteta’ya Arsenal’de gösterilen sabrın, Chelsea’de de Potter’a tanınması şart. Bunu da 5 yıl sözleşme imzalayarak güvenlerini sergilediler.</li></ul>Erik ten Hag sizce yılın kısıtlı bölümünü nasıl geçirdi? Tünelin sonu aydınlık mı?<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">6 büyükler içinde belki de en zor başlangıç süreci geçiren menajer. Çünkü genetiği kupa koleksiyonculuğu olan bir takımın, üst üste başarısız menajer denemelerinin ardından göreve gelmek, gelir gelmez hem kadroda pek çok sorunu hem de Ronaldo problemini kucağında bulmak. Oyun mantalitesini mi şekillendirsin, güven oyu almak için mi uğraşsın, geleceğe dair olumlu sinyaller verecek adımlar mı atsın, bir de kulübede dert, sahada daha büyük dert Ronaldo’yu mu yönetsin. Ajax gibi proje takımı kimliğinden dünyanın 1 numaralı liginin Alex Ferguson sonrası Premier Lig zirve sahnesinden çekilen kırmızı şeytanlarını ayağa kaldırma savaşına geçiş çok sert oldu. Kulüp yönetiminin özellikle Ronaldo konusunda arkasında durması değerliydi. Brighton ve Brentford gibi hezimet sayılacak ağır yenilgilerle sezona girmesine rağmen çabuk reaksiyon verip toparlanması önemliydi. Rashford ve Martial’ın pozitif dönüşü de takıma katkı sağlayan noktalardan oldu. Dünya Kupası sonrası 2 maçı da gol yemeden kazanmaları geleceğe dair tünelin sonundaki aydınlatmayı artırıyor.</li></ul>2022 yılında Championship’ten yükselen takımlar arasında sizi en etkileyen takım hangisiydi? Neden?<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">23 yıl aradan sonra Premier Lig’e yükselen Nottingham Forets’ın play-off’tan bu başarıyı sağlayarak gelmesi tarihi değer taşıyordu lakin her ne kadar son dönemde asansör takım gibi gözükse de Fulham bence daha etkileyici bir dönüş yaptı. Liverpool beraberliği ile sezona girdiler, Tottenham ve Arsenal’e son bölümlerde kaybettiler. Sezon başından itibaren “biz her takımı yenebiliriz” mantalitesiyle Marco Silva tarafından sahaya sürülen bir takım kimliğine büründüler. Maçlarını izlemek, Craven Cottage’da ya da deplasmanda futbol keyfi adına heyecan verici. Mitrovic gibi golcünün liderliğinde bu sezon bırakın düşme kabusu yaşamalarını, ilk 10’da bitirecekler gibi.</li></ul>2022 yılında ‘Ne maç oldu be!’ dediğiniz müsabakalar hangileriydi?<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">22 Şubat: Manchester City-Tottenham, 2-3 12 Mart: Manchester United-Tottenham, 3-2 20 Nisan: Chelsea-Arsenal, 2-4 14 Ağustos: Chelsea-Tottenham, 2-2 21 Ağustos: Newcastle United-Manchester City, 3-3 1 Ekim: Arsenal-Tottenham, 3-1 1 Ekim: Liverpool-Brighton, 3-3 9 Ekim: Arsenal-Liverpool, 3-2 16 Ekim: Liverpool-Manchester City, 1-0 12 Kasım: Tottenham-Leeds United, 4-3 </li></ul>2022 yılında izlediğiniz en iyi bireysel performans kime aitti?<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Kevin De Bruyne. Yalnız 2022-23 sezonunda fark yaratan en önemli iki oyuncu; Haaland ve Almiron.</li></ul>2022 yılının en iyi transfer hamlesi hangisiydi?<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Haaland, Gabriel Jesus ve Nick Pope. </li></ul>2022 yılında en beğendiğiniz Premier Lig hakemi kimdi?<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Anthony Taylor </li></ul>2022 yılının altın 11’ini yapar mısınız?<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Alisson, Trippier, Van Dijk, Thiago Silva, Cancelo, Son, Rodri, De Bruyne, Salah, Jesus, Haaland.</li></ul>

This Is England

2022'nin akılda kalanlarını S Sport yorumcusu Murat Fevzi Tanırlı'ya sorduk.

Murat Fevzi Tanırlı ile Soru-Cevap: 2022 Değerlendirmesi

Southampton, 4-1'lik Newcastle United mağlubiyetinin ardından Aralık 2018'den beri takımın başında olan Ralph Hasenhüttl'ın görevine son verirken koltuğu Luton Town menajeri Nathan Jones'la doldurdu.Aynı dönemde Aston Villa'nın Unai Emery, Wolverhampton'ın Julen Lopetegui'ye emanet edildiğini hesaba katarsak Southampton'ın bunlardan farklı bir yol tercih ettiği sonucunu çıkartabiliriz. Nathan Jones, Premier League arenasında popüler bir isim olmasa da Championship çevrelerinde oldukça tanıdık bir yüz, özellikle Luton Town hayranları için.Daha önce 2015/16 sezonunda, Luton henüz bir League Two temsilcisiyken koltuğu devralan ve 3 yıllık görev süresi boyunca takımın Championhsip yolundaki tırmanışına büyük katkı sağlayan Jones'un yolu, pandemi sezonunda özdeşleştiği kulüple tekrar kesişti. Championship'e ara verilen Mayıs 2020'de, küme düşmesine kesin gözüyle bakılan 24. sıradaki Luton'u dipten alan Jones, lig sonuna kadarki 9 maçlık periyotta 16 puan toplayarak tarihi bir başarıya imza attı ve Luton'u ligde tutmayı başardı.Son haftada oynanan Blackburn maçı, onların hayatta kalma mücadelelerinin temsili niteliğindeydi ve 3-2'lik galibiyetle birlikte Luton 19. basamağa çıkarak unutulmaz bir hikaye yazdı. Nathan Jones bu maçı The Coaches Voice için anlatıyor.<a data-type="embed" fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=Vbs_qn9ozBM" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank"><img src="https://embed.apos.to/assets/2022/10/2022-11-10T22:11:33.044Z.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.77" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a>

Premier League'deki çoğu takım gibi, Southampton'ın da kendine has bir kimliği var. En üst seviye takımlara sıçramak isteyen potansiyelli oyuncular için Southampton her zaman en cazip köprülerden biriydi ve bu onların zamanla kulüp kültürü ve geleneğine dönüştü. Son 15 yılda Staplewood'dan Adam Lallana, Luke Shaw, Gareth Bale gibi isimleri ihraç eden Saints'in James Ward-Prowse gibi günümüzde kullanmayı sürdürdüğü akademi ürünleri de mevcut. 2021/22 sezonunda U-18 takımıyla Güney Ligi'ni zirvede tamamlayan Southampton, oradan gelecek isimleri kademeli şekilde A takıma monte etmenin planlarını yaparken transfer stratejisini de bu doğrultuda belirledi ve etkisini hem kasada hem de sahada uzun yıllar hissettirecek bir iskelet oluşturdu.2022 Ocak'ta Southampton hisselerinin çoğunu alan Sırp milyarder Dragan Solak başkanlığındaki Sport Republic şirketi, bünyesinde bulundurduğu Brentford'ın mimarlarından Rasmus Ankersen ile birlikte 'moneyball' kültürünü St.Mary's'e taşımak amacında olduğunu ilk andan itibaren söylemekten çekinmiyorlar; hazırlanan planlar da bu düşünceyi sonuna kadar destekliyor. Geçtiğimiz sezonun son 12 maçında 9 mağlubiyet alıp orta sıralardan uzaklaşan Soton'da bu düşüşe bir çözüm bulmak Ankersen ve Solak'ın ilk göreviydi. Kendi vizyonlarına yakın profilli bir menajer olan Ralph Hasenhüttl'la yolları ayırmak istemeseler bile, taze bir başlangıç için Avusturyalı menajerin de onayını alarak ekibini yenilemeye karar verdiler.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2022/8/5/1663333265959.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.46" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Daily Echo<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Yaz başında Dave Watson, Kelvin Davis ve Craig Fleming'in yeni sezonda Southampton bünyesinde yer almayacakları açıklanırken yerleri Kopenhag'da Jess Thorup'un yardımcılığını yapan Ruben Selles, duran top organizatörü Alex Clapham ve U-18 takımının koçluğunu yapan Carl Martin'le dolduruldu (Cano Football'ın kurucusu Clapham 3 ay sonra kişisel sebeplerden dolayı görevi bıraktı). Kulübün resmi sitesine verdiği röportajda Hasenhüttl, bu operasyondaki temel hedeflerinin yeni sezonda yeni bir enerji yakalamak olduklarını <a fr-original-style="" href="https://www.southamptonfc.com/news/2022-08-05/ralph-hasenhuttl-tottenham-southampton-premier-league-season-preview-202223" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">açıklamıştı</a>. Şu ana kadarki süreçte sahaya konanlar bu konuda başarılı olduklarını gösteriyor.Southampton'daki yeni dönemin vizyonunu ve transfer politikasını belirleyen, Hasenhüttl'ın ekibinin değişimi kadar önemli olan bir başka gelişme ise scouting departmanında yaşandı. 2013'ten bu yaza kadar Manchester City akademisinde gözlemcilik yapan ve Jadon Sancho, Phil Foden gibi City akademisinden çıkıp isim yapmış oyuncuların keşfedilmelerinde ciddi payı olan&nbsp;Joe Shields, Leicester'ın yolunu tutan Southampton şef scout'u Martyn Glover yerine görevi devraldı. Southampton'ın Manchester City'den kadrosuna kattığı Romeo Lavia, Gavin Bazunu, Samuel Edozie ve Juan Larios'un transferlerinde de Shields'ın imzası olduğunu okumak mümkün. Ancak kadrodaki renovasyon yalnızca bu üç isimle de sınırlı değil.Bu yaz kadrosuna 25 yaşından büyük oyuncu eklemeyen Southampton, yaş ortalamasını epey aşağı çekecek Sekou Mara, Armel Bella-Kotchap gibi potansiyellerle sözleşme imzalarken direkt katkı alabileceği Joe Aribo ve Duje Caleta-Car gibi üst seviye isimleri de kadrosuna kattı. Nathan Redmond, Fraser Forster, Shane Long, Jack Stephens ve Oriol Romeu gibi veteran oyuncular ise vedalaşılan isimlerdi. Bu, Southampton'ın önümüzdeki 5 sezonu düşünerek bugünkü adımlarını attığı ipucunu veriyor. 3. haftadaki Leicester City deplasmanında ilk 11'inin yaş ortalaması 23 yıl 238 gün olan Soton, Premier League'de 2017 Mayıs'tan beri en genç oyunculardan kurulu takım olurken kendi rekorunu da kırmayı başardı.Southampton, Sport Republic'in katkılarıyla tıpkı Crystal Palace ve Arsenal gibi çok parlak bir geleceği kendi elleriyle inşa etmeyi başardı. Oldukça genç bir oyuncu grubuyla ligin devlerine sorun yaratabileceklerinin mesajını ilk haftadan bu yana vermeleri, onları ligin en özel takımlarından birine dönüştürüyor. Bu da, kendine fırsat yaratmaya çalışan genç oyuncular için St.Mary's'i bir cazibe merkezi haline getiriyor. Şimdi sırada, o gençlerle yukarıya doğru tırmanmak var.

Southampton'ın bu yazki faaliyetleri onları  geleceği en parlak kulüplerden birine dönüştürdü.

Öze Dönüş

2018 yılının sonlarında takımın başına geçtiğinden beri kendi mantalitesini net bir şekilde sahaya yansıtan Ralph Hasenhüttl, her ne kadar yaptıklarıyla takdir görse de yıllardır temelini attığı oyuna seviye atlatmayı başaramadı. Southampton’ı ligde tutmak hiç fena bir başarı gibi gözükmese de önümüzde Graham Potter, Brendan Rodgers ve Nuno Espirito Santo gibi örnekler varken Hasenhüttl’ın da oyun olarak daha yukarıları hedeflemesinin zamanı geldi denebilir. Lakin bu, başarması hiç de kolay bir hedef değil. Bu yazıda Hasenhüttl’ın Southmapton’da şu ana kadarki macerasını ve bu sezonunu inceleyeceğiz. Bu sezonki performansa geçmeden önce Hasenhüttl’ın bugüne kadarki Southampton yolculuğuna ve oyun mantalitesine değinelim.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Hasenhüttl’ın Southampton’da Gösterdikleri</h2>Hasenhüttl Southampton'ın başına geçtiğinde 2018/19 sezonu devam ediyordu. Sezon ortasında takım devralan menajerlerin çoğunlukla savunma odaklı oyunlar tercih ettiğini görüyoruz. Nitekim Hasenhüttl da ilk sezonunda savunma odaklı bir yapı ortaya çıkardı. Bunu yaparken bazen 5'li bazen 4'lü savunmayı tercih etti.&nbsp;İkinci sezonundan itibaren ise çoğunlukla 4-4-2’yi kullanan 55 yaşındaki menajer, oyununun temeline ise orta blok presini koymuştu. Daha önce Bundesliga’da RB Leipzig’i de çalıştırmış olan Hasenhüttl’ın, Alman ekolüne mensup bir menajer olduğu unutulmamalı. Avusturyalı menajer kompakt bir 4-4-2 ve orta blokta kontrollü pres ile büyük takımların birçok kez canını yaktı ve futbolseverlerin dikkatini üzerine çekti. Fakat büyüklerden aldığı ekstra puanlara rağmen bir türlü alt sıralardan kurtulamadı. 11. bitirdiği 19/20 sezonunun dışında 15. sıranın ve 43 puanın ötesine geçemedi.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2022/8/5/1663326498336.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Surrey Comet<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Savunma şeklini ve presi oturtsa da hücumdaki sorunları Saints'in bir türlü seviye atlayamamasının en büyük sebebi diyebiliriz. Bu sorunlardan biri olan hücumda yerleşim sorununun sebebi olarak 4-4-2’yi gösterebiliriz. Çünkü topsuz oyunda ne kadar avantajlı olsa da sahanın boyuna beşe bölündüğü günümüz futbolunda 4-4-2’nin, topla yerleşim ve alan paylaşımı sorunlarına sebep olduğunu söyleyebiliriz. Belki de bu sebeple Hasenhüttl bu sezon oynanan maçların hiçbirisinde 4-4-2’yi tercih etmedi.&nbsp;Sezonun ilk iki maçında 5-3-2’yi tercih eden Avusturyalı menajer diğer maçlarda ise takımını 4-2-3-1 veya 4-3-3 ile sahaya çıkardı. Hücumdaki sorunların bir diğer sebebiyse hücum oyuncularının kalitesinin yetersizliği olabilir. Oyun tarzı itibarıyla yırtıcı hücumcular talep eden Hasenhüttl, bu talebi doğrultusunda son yıllarda yaptığı transferlerden istediği verimi tam manasıyla alamadı. Ne Adam Armstrong ne de Che Adams, Danny Ings’in 19/20 sezonundaki performansına yaklaşamadı bile.&nbsp;Oyuncu özelinde bir diğer eksiklik ise hatlar arasında oynayabilecek yaratıcı bir oyuncunun olmaması. Bu role en yakın oyuncu olan Mohamed Elyounoussi’nin yaratıcılık ve pas kalitesi anlamında yetersiz kaldığını söyleyebiliriz. Oyuncu yetersizliğinin dışında hücum sorunlarının son sebebi olarak takımın hücum organizasyonunun yetersiz olmasını gösterebiliriz. Southampton’ın, geçtiğimiz sezonlardaki Brighton ve Leicester City gibi güçlü bir set oyunu ya da Wolverhampton gibi efektif bir kontra oyunu yok. Bu noktada Hasenhüttl’ın hücum şablonlarını geliştirmesi gerektiğini de söyleyebiliriz.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Bu Sezon Nasıl Geçiyor?</h2>Sezona Southampton kariyerinin çoğunda gösterdiğinin aksine 5-3-2 ile başlayan Hasenhüttl, Tottenham mağlubiyeti ve Leeds United beraberliğiyle bu dizilişten vazgeçti. Leicester City maçıyla birlikte 4-2-3-1’e geçiş yaptı ve ondan sonraki dört maçta da başlangıç planı olarak bu dizilişi kullanmaya devam etti. Fakat eldeki oyuncu grubunun bu dizilişe uygun olup olmadığı soru işareti. Nitekim aslen santrfor olduğunu bildiğimiz Adam Armstrong’u bu yapıda kanatlarda gördük. Armstrong iki kanatta da fena gözükmese de asıl sorun 10 numara pozisyonunda gibi duruyor. Çünkü zaten yıllardır hatlar arasında oynayabilen bir oyuncunun eksikliğini çeken Saints, artık direkt olarak bu role sahip olan bir dizilişe geçmiş oldu. Şu ana dek 10 numarada asıl pozisyonu kanat olan Elyounoussi’yi veya Stuart Armstrong’u ya da asıl pozisyonu merkez orta saha olan Aribo’yu veya Ward-Prowse’u izledik.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2022/8/5/1663326403853.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.46" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Daily Echo<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Aynı rolde bu dört farklı oyuncuyu sadece beş maçlık bir sürede görmüş olmamız kadro mühendisliğinde sorun olduğunu gösteriyor. Dört yıldır takımın başında olmasına rağmen böyle temel sorunlar yaşıyor olması Hasenhüttl’ın hanesine büyük bir eksi yazıyor. Tabii ki işler kötü giderken ana planını değiştirerek taktiksel esneklik gösterebilmek bir menajer için büyük bir artı ve Conte’nin Chelsea’de yaptığı diziliş değişimiyle gelen şampiyonluk gibi bazen büyük performans sıçramalarına da sebep olabilir fakat dört senedir aynı takımın başında olan bir menajerin daha net bir planlamaya sahip olması gerekiyor.Bu eksiklere ve mevki devşirmelerine rağmen 4-2-3-1’e geçişle birlikte Southampton’ın oyununda ciddi bir iyileşme olduğunu gördük. 5-3-2 ile sahaya çıkılan ilk iki maçta 1.32 gol beklentisi yakalayıp rakiplere 3.37 gol beklentisi veren takım, diziliş değişiminden sonraki dört maçta rakiplere 3.59 gol beklentisi verip 4.67 gol beklentisi yakaladı. Dört maçlık periyotta gol beklentilerindeki bu olumlu tabloya rağmen takım 4 gol atıp 4 gol yedi. Dramatik bir fark olmasa da 4.67 gol beklentisinden 4 gol çıkarmak ufak da olsa bir bitiricilik problemine işaret ediyor. Özellikle Manchester United ve Wolves maçlarında kaçan goller bu sorunu biraz daha görünür kıldı ki iki maçta da Southampton en azından beraberliği hak etmesine rağmen mağlubiyetten kurtulamadı. Bu noktada sorumluluk büyük çoğunlukla Che Adams’a ve Adam Armstrong’a düşüyor. Bu sezon maçların çoğunda santrfor olarak başlayan Che Adams ligdeki beş maçta iki gol kaydederken daha çok kanat forveti olarak kullanılan Adam Armstrong ise beş maçta bir gol atabildi. Diğer oyuncularla birlikte Adams’ın ve Armstrong’un form durumu ve üçüncü bölgedeki keskinlikleri Southampton’da sezonun gidişatını belirleyebilir.Sonuç olarak Southampton’daki beşinci sezonunu geçiren Ralph Hasenhüttl, şimdiye kadarki performansıyla takdir toplasa da 19/20 sezonunda çok yaklaştığı ama bir türlü geçemediği eşiği geçmeye çalışacak. Kadro yapılanmasındaki sorunlar ve diziliş değişiklikleri itibarıyla bu biraz zor gözükse de bu eşiğin geçilmesi halinde neler elde edilebileceğini Brighton, Wolverhampton ve Leicester City örneklerinde görebiliriz. Bu yüzden Southampton’ın ve Ralph Hasenhüttl’ın hayal kurmak için çok sebebi var.

Ralph Hasenhüttl’ın bu sezon ortaya koyduğu metotlar dikkat çekiyor.

Eşik

Leeds United vs SouthamptonKüme düşme yarışındaki Leeds, son dönemin formsuz ekiplerinden Southamton'ı Elland Road'da ağırlıyor. Maç öncesi Yorkshire temsilcisi 16. basamakta konumlanıyor.Şubat ayının sonunda takımı Marcelo Bielsa'dan devralan ve ortaya koyduğu pozitif futbol anlayışının meyvesini fikstür avantajlarını da kullanarak toplayan Jesse Marsch, Norwich ve Wolves galibiyetleriyle Leeds'i şimdilik ateş hattından uzaklaştırmış ve milli araya moralli götürmüştü. Everton'ın 10 kişiyken elde ettiği mucizevi Newcastle galibiyeti ve Watford'un St. Mary's'deki sürpriz zaferi bir miktar tatlarını kaçırsa da takımdaki sakatlıkların birer birer iyileşmesi sevindirici gelişmelerin başında geliyor.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Patrick Bamford, Junior Firpo ve Illan Meslier gibi A planına dahil bazı oyuncularından hâlâ mahrum olan Leeds'de Kalvin Phillips, Liam Cooper, Raphinha, Mateusz Klich ve Diego Llorente maç kadrosunda olacak.</li></ul>Southampton ise Ralph Hasenhüttl'ın MOTM ödülüne aday gösterildiği bir şubatın ardından bahara istediği gibi bir giriş yapamadı. Geçtiğimiz sezona benzer şekilde marta vites düşürerek merhaba diyen Southampton'da fiziksel yorgunluğun bu çakılmadaki birinci faktör olduğunu belirtmek yanlış olmaz; özellikle Villa deplasmanı bunun zirve yaptığı bir deneyimdi.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ligde 2'sini kendi evinde oynadığı son 3 maçı kaybeden Soton, FA Cup'ta da City'e diş geçiremedi ve farklı mağlup oldu. Milli araya ihtiyaç duyan takımların başında geliyordu.</li></ul>Kilit: Kalvin Phillips - Adam Forshaw ikilisinin uyumuSezon başından bu yana genellikle takımından uzak kalan Kalvin Phillips'in tekrar fit hale gelmesi ve kadroya dahil olması birçok taşı yerine oturttu ve hafta sonu forma gitmesine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Durum böyleyken Phillips'in partnerinin kim olacağı büyük bir soru işareti haline geldi. Ancak ben, Marsch'ın genellikle tercihi olan ve Wolves maçındaki geri dönüşte pay sahibi olan isimlerden Forshaw'un 4-2-3-1'de çift pivotun diğer ismi olacağını düşünüyorum.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Pas kalitesi bakımından yetersiz gözüken bu çift, ligin en tempolu orta saha çiftlerinden birine karşı fiziksel olarak domine edilmemek adına oldukça ideal ve Soton'un en büyük silahı olan dönen topları kazanmada rakibine ket vuracak seviyede. Aynı zamanda 10 numara bölgesinde oynayan Rodrigo'nun da savunmaya getirdiği yük de büyük ölçüde bertaraf etmek için elverişli.&nbsp;</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bu tercihteki tek sorun; ikilinin pas kalitesinin elit seviyede olmamasının top Leeds'deyken Soton'un ön alan baskısına karşı problem haline gelecek olması. Dolayısıyla maçın kaderi burada belli olacak.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Maçın bir diğer kilit ismi ise kuşkusuz Kristoffer Klaesson olacak. Birinci kaleci Meslier'in maçı tamamlayamadığı Molineux deplasmanında sonradan oyuna dahil olarak, özellikle Leeds öndeyken doğan Wolves tehlikelerine karşı hata yapmayan Klaesson, Marsch'ın takımının 3 puana uzanması için anahtarlardan biri olacak.&nbsp;</li></ul>Sonuç:&nbsp;Leeds'in karşısında nasıl bir Southampton bulacağına göre değişecektir. Eğer Tottenham deplasmanında olduğu gibi enerjik bir Soton olacaksa, ligin en kötü savunmasına sahip Leeds'in pek şansı yok. Ancak Watford'a kendi sahasında mağlup olan Azizler ile oynamak için yine de ideal bir hafta sonu gibi görünüyor.&nbsp;Leeds vs Southampton,&nbsp;cumartesi 17.00.<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Manchester United vs Leicester City4. sıraya tırmanmak için ivme kazanmak isteyen United, kadrodaki eksikliklerini gideren ve minik bir galibiyet serisi oluşturan Leicester karşısında büyük bir sınava çıkıyor.Yeni sezonla birlikte menajer koltuğunu devredecek olan Rangnick, Erik ten Hag ve Mauricio Pochettino ikilisinden birine takımı Şampiyonlar Ligi arenasında teslim etmenin hedefinde. Sezon sonu harcayacak çok büyük bir kaynağı olmayacak olan United, gerek duyduğu minik çaplı revizyon için Şampiyonlar Ligi'ne muhtaç halde; dolayısıyla Arsenal'ı yakalamak için artık hata payları yok.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">19 Nisan'da Anfield'a konuk olacak olan United, bu maça kadarki üç haftalık periyotta firesiz ilerlemek için Leicester'ı geçmek zorunda. Ancak Leicester da her zamanki gibi 'garanti gözüken' bir üç puan değil.</li></ul>Ligdeki son 4 maçında 3 galibiyet alan Leicester'ın sezon boyunca alıştırdığı seviyenin altında kalmasının en büyük nedeni istikrarsızlıktı. Milli aradan önce Brentford'ı Castagne ve Maddison'ın golleriyle 2-1 mağlup eden Tilkiler, özellikle ikinci yarıdaki etkisiz performansından dolayı buruk bir galibiyet sevinci tattırmıştı. Vardy'den Old Trafford'da da yoksun olacak Leicester'ın bu dönemde en büyük hücum silahı James Maddison.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Brentford'a karşı muazzam bir serbest vuruş golü kaydeden Maddison bu sezonki 8. golünü kaydetti. Sezona düşük seviyede başlayıp fikstür ilerledikçe ritmini bulan İngiliz orta sahanın, böyle devam etmesi durumunda 2020 başlarında olduğu gibi Southgate'in de geniş kadrosu içinde kendisine yer bulması çok muhtemel.</li></ul>Kilit: Leicester'ın 3'lü savunmasıLeicester City'e yakın birçok kaynak, Wesley Fofana'nın tekrar kullanılabilir seviyeye gelmesiyle beraber 3-4-3'ün Rodgers'ın ana planı olmasını bekliyor. Evans-Çağlar-Fofana üçlüsünü geçtiğimiz sezon pek çok kez kullanan Leicester, United'ın kimi zaman tıkanan hücumuna karşı tamamen bir çözüm üretebilir. En son Şampiyonlar Ligi'nde de Atletico'nun 3'lüsünün Ronaldo'ya tek bir isabetli şut attırmaması, Rodgers'ın nereden esinlenmesi gerektiğine güzel bir örnek.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Orta ikilisinde Tielemans'ın partnerini Dewsburry-Hall olarak düşünen Rodgers, Maddison'ı ise sağ önde kullanacak. Sağ önde konumlandığında rakip beki takipte zorluk çeken ve takım savunmasına yük getiren Maddison'ın da verdiği zarar 3'lü savunmayla telafi edilebilir.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Manchester United'ın ön üçlüsünün Rashford-Ronaldo-Sancho olması bekleniyor. Bu üçlünün hazırlayıcı rolünü üstlenecek olan Sancho'nun etkinliğini kısıtlaması adına James Justin ve Wesley Fofana'nın da gösterdiği performans belirleyici olacak.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Maçın Leicester adına en büyük avantajı ise United'ın korner istatistikleri. Duran top, özellikle korner savunmasında ligin en başarısız takımlarının başında gelen Leicester, United'ın da kornerleri gole çevirme konusunda kendisine benzemesinden dolayı şanslı. Leeds'e karşı sezonun ilk korner golünü atan United, bu başarıya ulaşmak için 140 korner atışı beklemek zorundaydı.</li></ul>Sonuç:&nbsp;Bu sezon ligin büyüklerine karşı genellikle istediği sonucu alamayan Leicester'ın en özel galibiyetlerinden biri King Power'da oynanan United maçında gelmişti ve Ole Gunnar Solskjaer'in bu sezon özelinde ilk sorgulandığı maç da o olmuştu. En son Arsenal'e konuk olduğu maçta da son derece etkisiz kalan Leicester'ın Old Trafford'daki şansı Emirates'den daha yüksek. Man Utd vs Leicester,&nbsp;cumartesi 19.30.<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Crystal Palace vs ArsenalHaftanın kapanışında iki Londra temsilcisi karşı karşıya geliyor.Pazartesi gecesinin maçında Arsenal'ı konuk edecek Crystal Palace, ligdeki başarılı performansından daha görkemlisini şu sıralar FA Cup'ta ortaya koyuyor. Çeyrek final mücadelesinde Everton'ı 4 golle kupanın dışına iten Palace'ta Wembley'e yolculuk yapacak olmanın morali ve heyecanı hissediliyor. Aynı zamanda ligdeki son maçında Manchester City ile puanları paylaşan Kartallar'ın 4 maçtır bileği bükülmüyor. Saha içi sonuçlarının oldukça başarılı olduğu Palace'a en ciddi darbe ise milli takım arasında geldi.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">&nbsp;Fildişi Sahilleri için boy gösteren Zaha'nın hamstring sakatlığı yıldız forvetin bir süre sahalarda boy göstermesini engellerken Michael Olise'nin de durumu belirsizliğini koruyor. James McArthur ve uzun süredir forma giyemeyen Nathan Ferguson da maç kadrosunda olmayacak.</li></ul>Son 7 maçında 6 galibiyet alarak maç eksiğine rağmen ilk 4 sıra içinde yer alan Arsenal'da ise hedef 3 puandan azı değil. &nbsp;Tottenham ve Manchester United'ın 3 puana nazaran rakiplerinden yakın olduğu haftada Arsenal'ın da ligin en zor deplasmanlarından birinde hata yapmaması, puan durumundan ziyade psikolojik olarak da bir güç gösterisi anlamına gelecek.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Aaron Ramsdale'in sakatlığından dolayı oynayamayacağı maçta Bernd Leno Arsenal'ın kalesini koruyacak. Arteta'nın ise pozitif test veren Saka'nın Palace'a karşı forma giymesini umduğu belirtiliyor.</li></ul>Kilit: OdegaardArsenal'ın son dönemki yükselişinde attığı kilit pasların yanı sıra skora yaptığı katkıyla da etki eden Norveçli oyuncu, Arsenal'ın yaratıcı gücünün büyük çoğunluğunu oluşturuyor: özellikle Saka'nın da forma giymesinin şüpheli olduğu maçta Arsenal'ın hücum hattındaki en kreatif oyuncusu olan Odegaard, Palace'ın durdurması gereken bir numaralı güç.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Emirates'de oynanan maçta 4-1-4-1 şeklinde dizilen Arsenal'da Thomas Partey 6, sağ ve sol içte de Odegaard ve Emile Smith Rowe forma giymiş ve oldukça etkisiz gözükmüşlerdi. Palace'ın çift 6 numarayla çıktığı maçta özellikle Milivojevic'in birebir markajından dolayı topla buluşmakta zorlanan Odegaard, sahada yalnızca 67 dakika kalabilmişti.</li></ul>Sonuç: Palace, koyduğu fiziksel eforu bireysel yetenekleriyle harmanladığı için mağlup edilmesi zor bir rakip ve Southampton'la beraber Big 6 takımları için en ters iki rakipten biri, durum Arsenal için de değişkenlik göstermiyor. Emirates'deki maçın son saniyesinde puanı kurtaran Arsenal'ın o maçtan farklı bir plan sahaya sunması gerek. Crystal Palace vs Arsenal, pazartesi 22.00.

Premier League'de haftanın öne çıkan 3 maçının notları.

Matchweek 31: #LEESOU, #MUNLEI, #CRYARS 

Premier League'de ayın ödülleri sizin oylarınızla sahibini buldu ve sonuçlar bu hafta içerisinde açıklanacak. İşte ödüller ve adaylar:Manager of the Month<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Mikel Arteta (ARS)</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ralph Hasenhüttl (SOU)</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Eddie Howe (NEW)</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Jurgen Klopp (LIV)</li></ul><hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Player of the Month<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Che Adams (SOU)</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Harry Kane (TOT)</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ryan Fraser (NEW)</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Joel Matip (LIV)</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ben Mee (BUR)</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Wilfried Zaha (CRY)</li></ul><hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Goal of the Month<a data-type="embed" fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=n_nB__YbIEQ" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(64, 169, 255); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: 0px; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank"><img src="https://embed.apos.to/assets/2022/2/2022-03-08T07:52:00.145Z.png" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a>

Ralph Hasenhüttl ile ilgili hikayeler